DİLİ KORUMAK

10-2 ekim

Ey âdemoğlu! Yüreğinde bir katılık ve bedeninde bir zayıflık ve rız­kında da bir eksiklik bulursan; uyan, çünkü, boş ve senden ilgisiz şeyler söylemiş ve onun için de bu belâlara düşmüşsündür. Dilin korunmasında iş ve vakitlerin muhafazası vardır ki; insanın lügat paralamaktan ibaret olan konuşmaları, önemli olan zamanın boşa harcanmasına sebep olur.

 

Dili korumakta, amellerin korunması da vardır. Zira, çok konuşan ga­fil, elbette gıybet eder. Böylece, onun güzel amelleri, düşmanlarına kazanç olur. Nitekim ariflerden biri şöyle dedi: «Eğer gıybet etsem, kendi validemin gıybetini ederim ki, sevâblarım ona gitsin.»

 

Yine, dilin korunmasında, ilâhi hallerin korunması vardır. Zira, dil ir­fan hazînelerinin anahtarıdır. Şu hâlde, çok lâf ederek gönülden irfan hazîneleri boşalır ve değerini bilmeyenlerin elinde zayi olur. Yine, dilin korunmasında dünya felâketlerinden emniyet ve selâmet vardır. Nitekim, «İnsanları kıracak sözü ağzına alma,» denilmiştir. Zira çene düşüklüğü, şân ve şerefin fesadıdır. Dil pusudaki aslan, susmaksa o aslandan emîn olmaktır.

Dilin korunmasında ahiret felâketlerinden de kurtuluş vardır. Nitekim hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur: «İnsanları yüzleri üstü ateşe atan, fay­dasız sözleridir.» Şu hâlde dili korumak; iki cihanın kurtuluşu, irfan ehlinin sermayesi, ruh ve gönülün de sağlam kalesidir

Author: Erzurumname

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir